-
1 دق
Iدَقَّ1. incelmekAnlamı: ince duruma gelmek2. ufalmakAnlamı: büyükken daha ufak duruma gelmek3. çekiçlemekAnlamı: çekiçle dövmekIIدِقّ1. nazeninAnlamı: narın, ince yapılı2. dakikAnlamı: düzenli ışleyen3. un4. nazikAnlamı: narın, ince yapılı -
2 incelmek
-
3 رق
Iرَقّ1. tosbağaAnlamı: kaplumbağa2. kaplumbağaAnlamı: kaplumbağalardan, ağır yürüyüşlü, dört ayaklı bir hayvan3. bağaAnlamı: kaplumbağaIIرَقَّincelmekAnlamı: ince duruma gelmekرِقّ1. esirlikAnlamı: esir olma durumu, kölelik2. kölelikAnlamı: köle olma durumu3. defAnlamı: tef4. kullukAnlamı: kul olma durumu -
4 سال
سالَ1. ergimekAnlamı: katı durumdan sıvı duruma geçmek, zeveban etmek2. harıldamak3. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek4. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
См. также в других словарях:
incelmek — nsz 1) İnce duruma gelmek Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış. R. H. Karay 2) Zayıflamak İstasyonda mavi gözleri solmuş, incelmiş bir nefer Hasan ı karşıladı. H. E. Adıvar 3) Sıvı, koyu durumdan akışkan duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
donanmak — nsz 1) Giyinip kuşanmak, süslenmek 2) le Yayılıp kaplanmak Baharda ağaçlar çiçeklerle donandı. 3) le Işıklı duruma gelmek, ışıklarla bezenmek Bu gördüğünüz yol şenlik gecesi gibi ardı arası kesilmez sıra sıra otomobillerin fenerleriyle donanırdı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sivrilmek — nsz 1) Sivri duruma gelmek, sivrileşmek Çenesine doğru sivrilen armudi bir yüzün, ince bir burnu, hâlâ beyaz ve düzgün dişleri vardı. H. E. Adıvar 2) mec. Başkalarını geride bırakıp yükselmek veya ün kazanmak Ben kardeşlerimin en küçüğü olmakla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işlemek — i 1) Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek 2) nsz İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı. M. Ş. Esendal 3) e İçine girmek, etkilemek, nüfuz… … Çağatay Osmanlı Sözlük